MECELLE – SULTANLARIN SERENADI
…Zaman olur ki bazen, düşlerin yıllar ötesine giderken, yüreğin kalır gerilerde ve sustukların büyür içinde.
Ve masaldan da masal, uzak bir yerlerde başka bir hikâyen başlar; “Hâzâ kitâbu hikâyât mi’e Leyle min Elfi Leyle ve Leyle” diye…
Hüzünler ve hatıralarla dolu, kendi hayatımın binbir gece masallarında kaybolurken, nice diyarlarda sevda fermanları okuyordu gözlerim. Bazen de Ebrehe’lerin fil geçitlerini aşarken, ebabillerin suskunluğu en çok incitirdi beni.
Oysaki Medrese yüzlü, Kudüs bakışlı, Yemen kokulu Sevgili’nin ebabilleri susmamalıydı…
İşte bu yüzden kalbimin enkazına gömdüğüm “aşk”tan vazgeçmemeliydim, davamdan vazgeçmemeliydim veda etmemeliydim, ebabiller sussa bile.
Çünkü ben, ezelden beri davamla nikâhlı bir firari tayr-ı ebabil idim, Hayderi’nin ebabili, kadim zamanlardan kalma bir ebabil…