Hazreti Süleyman aleyhisselam, Kudüs’te Beytü’l-Makdis’in inşasını bitirince, Hac yapmak için Harem diyarına gitmeye karar verdi. Bunun için hazırlıklar yapıldı. Ordusuyla yola çıktı. Kavminin ulema, eşraf ve bilginlerinden 400.000 kimseler de iştirak etti ve ayrıca Cenab-ı ALLAH tarafından o vakitte mevcut olan 7000 Enbiyay-ı İzam’a vahiy gelip, Hazreti Süleyman aleyhisselamın cemiyetine (seçkinlerine) “iştirak ediniz” diyerek emir buyurdu.
Harem’e (Mekke) varınca, orada bir müddet kaldı. Mekke’de her gün, kurban olarak 5000 deve, 5000 öküz ve 20.000 tane koyun kestiriyordu.
Hazreti Süleyman aleyhisselam, Mekke’de etrafındaki ileri gelenlere ve mahiyetindeki etbaına şöyle buyurdu:
“Ey insanlar, ey ALLAH’ın kulları, ey Araplar, beni can kulağı ile dinleyiniz, size ve bizden sonra gelecek ümmetlere müjdeliyorum ki; Burada Arap’lardan bir ulu peygamber aleyhisselam zuhur edecek ki, O sallallahu aleyhi vesellemdir. Göklerde Ahmed, yerde Muhammed’dir. Hem benim hem de tüm peygamber aleyhisselam kardeşlerimin de peygamberidir. Öyle ki, O sallallahu aleyhi vesellem hem ilk’tir ve dahi en sondur. Ve tüm âlemlere bir rahmettir. O sallallahu aleyhi vesellem Cenabı ALLAH’ın indinde en sevgilidir.
O’na, sallallahu aleyhi vesellem, karşı çıkan herkese karşı zafer verilir. O’nun heybeti (kalplere saldığı korku) bir aylık yoldaki insanlara ulaşır. O’nun yanında, hak konusunda yakın ile uzak kimse eşittir, kimseye haksızlık yapmaz. ALLAH yolunda, hiçbir kınayanın kınanmasından korkmaz. Dini, her türlü şirkten uzak İslam dinidir. Ne mutlu ona ki, ulaşıp kendisine iman edene! O’nun sallallahu aleyhi vesellem çıkışıyla bizim aramızda 1000 sene vardır.”
Hazreti Süleyman aleyhisselam daha sonra hac ibadetlerini bitirdi. Süheyl Yıldızı’nın doğduğu gün Yemen tarafına doğru sabahleyin yola çıktı. Zeval vakti Sana’ya geldi. Burası, bir aylık yol idi. Orada, yeşilliği göz kamaştıran çok güzel bir arazi gördü; namaz ve yemek için orada konaklamak istedi, konakladı. Orada su aradılar lakin bulamadılar. Hüdhüd, su bulmada Hazreti Süleyman aleyhisselama rehberlik yapıyordu. Suyu camın içinde gördüğü gibi, toprağın altında da görüyordu; suyun bulunduğu yeri gagasıyla eşiyor, sonra da şeytanlar (kâfir cinler) gelerek oradan suyu çıkarıyorlardı…
Selam ve duayla kalınız…