DÂBBETÜ’L-ARZ!

BİR ELİNDE ÂSA BİR ELİNDE MÜHR-Ü SÜLEYMAN YÜZÜĞÜ

Bismillahirrahmanirrahim

‘Kıyametin kapacağını haber veren ilahi söz başlarına gelince, onlar için
yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız; o, onlara, insanların
âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler” Neml: 82

Aziz kardeşlerim,
Vaat edilen zaman gelince, dâbbetü’l-arz denen bir canlı, iman et-
meyenlere “kâfir” damgasını vuracaktır. Bu, elinde bulunan Mühr-ü Süleyman yüzüğü ile
olacak…
Ve artık o kimseden iman kabul edilmeyecektir. Mühür vurulan
kimseye şöyle denir:

“Ey káfir, Cenabı ALLAH’ın âyetlerine gayben niçin iman
etmedin? Şimdi senden onları gördüğünde yaptığın iman kabul edil-
meyecek!”

İşte. “Onlar için yerden bir dâbbe (canlı bir varatık) çıkarırız; o,
onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler” âyetinin
manası budur.

Bu canlı, “cessâse” denen bir mahlukattır…
Ve bu vazifeli kul, insanlara fasih bir arapça ile; “İnsanlar ayetlerimize kesin olarak inanmıyorlardı” der.
Yani benim çıkacağıma kimse inanmıyordu. Çünkü onun çıkışı, kıyametin âyetlerinden yani alametlerindendir.

Dâbbetü’-Arz sonra şöyle der:
“Cenabı ALLAH’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun!”

Ebü Hüreyre radıyallahu anh’ın rivayet ettiği bir hadis-i Şerifte ise, Hazreti
Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle buyuruyor:

“Dâbbetü’l-arz çıkar; elinde Hazreti Süleyman’ın mührü ve Hazreti Musa’nın
asâsı vardır. Asâ ile müminin yüzünü parlatır, mühürle kâfirin burnunu mühürler (Herkesin durumu belli olur). Öyle ki, bir sofrada (veya bir adada) toplanmış insanlar, mümine, ‘ey mümin’ der, kâfire ise ‘ey kâfir’ der.”

Kaynak:

Taberi, Câmiu’l-Beyan, 18/25 (Riyad 2003: Tirmizi, Tefsiru Súre, 27 (nr, 3187)
3187) İbn Mace, Fiten, 31 (nr, 4066) Håkim, Müstedrek, 4/485-486; Ahmed, Müsned
2/295. Begavi, a,g,e, 6/178-179.

Bu durum, Hazreti İsa aleyhisselamın inmesinden ve güneşin batıdan
doğmasından sonra olur…

En doğrusunu Cenabı ALLAH bilir…

Selam ve duayla kalınız…

Selam ve duayla kalınız…