Aşkın galip geldiği kimse aklını geride bırakmalıdır, çünkü bu
manaların sırrı akılla bilinmez, çözülemez.

Hakikat ilmi, şeriatın zahiri ile ölçülemez. Bu, ilm-i hakikate mahsus sır bir ilimdir…

O zat-ı âliler, pirlerimiz bize bir ganimet sunmuşlardı, o ganimet “aşk ve zaman” idi. Bu ganimetle manevi âlemin okyanusuna açılmayı ve okyanusun ötesindekiyaşam veren, Kutup Yıldızları’na ulaşmayı diledik, lakin bazen de Serhend’in bir zamanlar, hüzünlü ve yürek burkan mazisi gibi, renkli hatıralar ve hazin hakikatlerle hep karşılaşıyorduk.

Mağribin kırk bin yıllık sırrını düşünürken iliklerim üşüdü ve sükût kaldı dilime…

SULTANLARIN SERENADI MECELLE’DEN

Arif AKDAŞ